23 Nokta ile Brüksel’de Gezilecek Yerler! En güzel noktalar, müzeler, konaklama ve yeme içme tavsiyeleri içeren detaylı Brüksel Gezi Rehberi’mize başlıyoruz! Brüksel; Avrupa’da gördüğümüz yerler arasında pek ısınamadığımız ama bazı yerlerini de sevmekten geri duramadığımız bir şehir. Yıldızımızın bir türlü barışmamasının nedeni de muhtemelen Avrupa’nın diplomatik ve siyasi merkezlerinden biri olduğu için bürokratik havasından geliyor. Bildiğiniz gibi, kendisi çok sayıda uluslararası siyasi ve politik organizasyonun ev sahibi.

Brüksel; hafif Fransız, çoğunlukla Flaman, biraz soğuk, biraz burnu havada. Hakkında hep olumsuz yorumlar olsa da şehrin kültür sanat anlamında inanılmaz dolu olduğunu belirtmemiz gerek. Gerçekten de şehir tam bir müze bombardımanı! Üstelik Avrupa’nın eski tarihi dokusunu barındıran köşeleri halen var ve bazı sokakları da dev mural’lar sayesinde rengarenk!

BRÜKSEL’DE NEREDE KALINIR

Biz Belçika gezimizi Brüksel – Brugge – Gent şeklinde planladık. Brüksel’den her yere gitmek kolay olduğu için bu gezinin tamamında Brüksel’de konakladık. Konaklamada bu oteli tercih ettik ve çok memnun kaldık. Hele ki bahçesi! Yaz havasında bize çok iyi geldi.

Ayrıca, otelin Grand Place’e yürüyerek 10 dakika olması bizim için büyük kolaylıktı. Haziran ayında gittiğimiz için de hava 22:00 gibi kararmaya başlıyordu ve bu da bizim çok işimize geldi. Otelin konumu da merkezi olunca rahat rahat gezdik, bol bol yürüdük.

BRÜKSEL’DE GEZİLECEK YERLER

Brüksel’in merkezi için güzel bir yürüyüş rotası çıkardık. Listenin sonundaki Atomium hariç, hepsini ilk güne sığdırabilirsiniz. Atomium için toplu taşıma kullanmak gerek. Eğer ki hızlı davranırsanız onu da aynı güne sığdırabilirsiniz. Bu arada, Brüksel’in esas mevzularından biri kesinlikle müzeleri! Onları da gezilecek yerler listesinin altında Brüksel Müzeleri başlığı altında topladık.

1. Cathédrale des Saints Michel et Gudule:

Brüksel’in koruyucu azizleri Aziz Michael ve Aziz Gudula’ya adanan katedral, şehrin en görkemli mimarilerinden biri. Orta Çağ’dan günümüze uzanan bu Roma Katolik kilisesi Gotik stili ile öne çıkıyor. Hatta, biraz da Paris’teki Notre Dame Katedrali’ni andırıyor diyebiliriz. Kilisenin tamamlanması neredeyse 400 yıl sürmüş. Kilise aktif çalışıyor ve ücretsiz ziyaret edilebiliyor.

Adres: Place Sainte-Gudule

2. Galeries Royales Saint – Hubert:

Brüksel’de en sevdiğimiz yapılardan biri de katedralin yakınındaki St. Hubert Pasajı. Şehir merkezinin tarihi mimarisi bazı noktalarda Paris’i andırıyor. İşte, St. Hubert Pasajı da o noktalardan. Burası yan yana dizili mağazalardan oluşan bir nevi alışveriş merkezi.

Aslında dünyanın ilk avm’lerinden. Hatta, kendisinin Milano’daki Galleria Vittorio Emanuele II’den bile eski olduğu söyleniyor. İçinde neler var derseniz… Bol bol şekerlemeci, çikolatacı, makaron süslü vitrinler! Tabii, turistik bir yer olduğu için fiyatlar da yüksek ama 3-4 çikolatadan o kadar da zarar gelmez bizce…..

Adres: Galerie du Roi, 5

3. Grand Place:

Şehrin ana meydanı olan Grand Place’dayız. Gerçekten de adının hakkını veren kocaman bir meydan burası. 1998 yılından beri de UNESCO koruması altında. Çok uzun yıllar önce bir pazar yeriymiş. Daha sonra bir ticaret merkezine olan Grand Place, günümüzde Brüksel’in en turistik yeri. Aslında bir sosyalleşme merkezi.

Grand Place’de her iki yılda bir Ağustos ayında gerçekleşen Flower Carpet etkinliği oluyor. Denk gelirseniz çiçeklerden yapılan bu büyük dekoru da görmüş olursunuz. Ayrıca, şehrin en ünlü Noel pazarı da burada kuruluyor.

3.1 Grand Place’da Bulunan Mimariler:

Grand Place’de dikkatinizi çekecek ilk yer eski belediye binası Town Hall ya da Fransızca adıyla Hotel de Ville. Gotik stili ile resmen şov yapan bir mimariye sahip.

Hemen karşısında Maison du Roi olarak geçen Kral’ın Evi’ni (King’s House) görebilirsiniz. Başta ekmek satılan bir yermiş. Daha sonra bir dük tarafından satın alınıp taş ile yenilenmiş. Aynı dük daha sonra İspanya Kralı olunca evin de adı Kral’ın Evi olarak değişmiş. Maison du Roi, şu an Brüksel Şehir Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Bu meydanda göreceğiniz tarihi evler Brüksel’in ileri gelen tüccarları tarafından yaptırılmış. Şu an hepsi kafe, restoran ve mağaza… Ayrıca, çoğu mimari 1695 yılında gerçekleşen bombardımanla tahrip olmuş. Ancak, 1800’lerde orijinaline sadık kalarak yeniden inşa edilmiş.

4. Manneken-Pis Heykeli:

Brüksel denince akla gelen ilk şey sanırız bu Manneken-Pis adlı işeyen çocuk heykeli. El kadar bir heykel ama önündeki kalabalık asla bitmiyor. Manneken-Pis, 17. yüzyılda J. Duquesnoy tarafından Brüksel’in asi yönünü ve saygısız tavrını gösterme amacıyla yapılmış bu arada.

Bir çeşme üzerinde duran bu heykel gel zaman git zaman çeşit çeşit kıyafetle giydirilmeye başlanınca heykel kısa süre içinde şehrin sembolü olmuş. Manneken-Pis için bir ara o kadar sık yeni kıyafet dikilir olmuş ki heykelin 800’den fazla kıyafetten oluşan bir gardrobu bile varmış.

Çok popüler bir simge olduğu için başı da beladan kurtulmuyor. Heykel birkaç kere çalınmış, sonra bulunmuş. Son seferde de kırılarak parçalara ayrılmış. Bugünkü heykel aslında o kırık orijinal parçalardan yapılmış bir kopya. Çok da fazla büyütmeye gerek yok. Zira, kendisi ‘Dünyanın En Hayal Kırıklığına Uğratan Turistik Noktaları’ listesinde 3. sırada.

Adres: Rue de l’Etuve

5. Place du Jeu de Balle:

İkinci el pazarlarını gezmeyi seviyorsanız Brüksel’deki Jeu de Balle Meydanı’na mutlaka uğrayın. Burada her gün kurulan Place du Jeu de Balle Market (Old Market) bir ikinci el ve vintage pazarı. Özelliği ise dünyada 365 gün açık kalan tek antika ve ikinci el pazarı oluşu.

Pazarda antika obje, porselen, kağıt ve kumaş ürün, vintage kıyafet, kitap ve plak gibi nostaljik çok fazla eşya ile karşılaşacaksınız. Kural ise erkenden gitmek! Hafta içi 07:00 – 14:00 arası, hafta sonu 07:00 – 15:00 arası açık.

6. Place du Grand Sablon:

Place du Grand Sablon, Brüksel’in nezih semtlerinden Sablon’da yer alan iki meydandan büyük olanı. Sablon’un elitliği zaten sokaklarında gezinirken kendini hemen belli ediyor. En önemli özelliklerinden biri de antika mağazalarıyla dolu olması. Antika konusu sadece mağazalarda değil, meydanda da devam ediyor. Geziniz hafta sonuna denk gelirse Grand Sablon Meydanı’nda kurulan antika pazarını da görebilirsiniz.

Sablon çevresi lüks moda markalarının mağazalarını ve çikolata butiklerini gezmek için de isabetli bir rota. Sablon’da dolaşırken Brüksel’in bir diğer Gotik mimari harikası Eglise Notre-Dame des Victoires du Sablon kilisesini de görün.

7. Palais Royal:

Palais Royal, 1731’deki yangınla tahrip olan Brabant Dükleri Sarayı’nın yerine yapılmış bir kraliyet sarayı. Günümüzde kraliyet ailesinin yaşadığı yer olmamakla birlikte kendisinin idari işleri için kulladığı bir ofis diyebiliriz. Eh, monarşinin bir göstergesi olacaktı mutlaka. Palais Royal’in de idari ofis olarak kullanılmasını bu şekilde düşünebilirsiniz.

Kraliyet Ailesi’nin bireyleri, Kral ve Kraliçe’nin hizmetinde çalışan kişiler, kabine ve sekreterlikler hep burada. Saray ayrıca özel davetler, resepsiyonlar ve toplantılar için de sıklıkla kullanılıyor. Aktif hareketliliği olduğundan yılın büyük bölümünde ziyarete kapalı. Ancak, 1965’ten bu yana her yaz Ulusal Tatil süresince, 21 Temmuz’dan Eylül’e kadar gezilebilmesi için halka açılıyor.

Bu çevrede görmeniz gereken bir diğer yer de Saint Jacques-sur-Coudenberg Kilisesi. Zaten neoklasik mimarisi ve sütunları ile kesin dikkatinizi çeker.

Adres: Rue Brederode, 16

8. Parc de Bruxellas:

Brüksel’in halka açık ilk parkı olan Parc de Bruxellas, yürüyüş esnasında mola vereceğiniz bol yeşilli bir yer. Bu listedeki rotada gezinirken içinden geçeceksiniz. Yani, ekstra bir çaba sarf etmenize gerek yok. Etrafında büfeler olduğu için burada bir şeyler atıştırabilirsiniz. Hava da güzelse şehir merkezinde doğayla buluşmanın vaktidir!

9. Cinquantenaire:

Parc de Bruxellas’ın doğusuna doğru yürüdüğünüzde, benzer bir park olan Cinquantenaire’ye ulaşacaksınız. Park, içinde çeşitli bahçeler, müzeler ve anıtlardan oluşan geniş bir kompleks gibi.

Parkın içinde Belçika’nın bağımsızlığa kavuşmasının 50. yılına adanan üç kemerli Zafer Takı, sanat ve tarih temalı Musées royaux d’Art et d’Histoire, askeri müze Musée Royal de l’Armée et d’Histoire Militaire ve otomotiv müzelerini gezmeyi sevenlerin uğramadan geçmediği Autoworld var. Müzelerle ilgili notları yazının devamındaki Brüksel Müzeleri bölümünde okuyabilirsiniz.

10. Atomium:

1958’de Brüksel’de gerçekeşen Expo 58 için inşa edilip daha sonra şehrin simgesi haline gelen Atomium, 165 milyar kat büyütülerek demir kristallerinden yapılan bir atom. Bilime ve nükleer güce olan inancı göstermek amacıyla yapılmış. Siz de bu atomu oluşturan 9 küre arasında yürüyüşe çıkıp Atomium’u anlatan sergiyi gezebilirsiniz. En üst katında da bir restoran ve seyir terası var. Girişi €17.

BRÜKSEL MÜZELERİ

Müze konusunda en iddialı Avrupa şehirlerinden biri, bu konuda övmeden geçemeyiz. Şehirde 150’nin üzerinde müze var. Gerçekten de her konuda, her temada bir müze açmışlar. Hangisine gidelim diyenler için aşağıda favorilerimizi kısaca özetledik.

1. Musée de la ville de Bruxelles:

Brüksel Şehir Müzesi, Brüksel’in şehir tarihini anlatan etnografik özellikte. Giriş ücreti €10, Brussels Card ile ücretsiz.

2. Musee des Instruments de Musique:

Müzik tarihini anlatan ve müzikal enstrümanların sergilendiği detaylı bir müze. 7.000 obje içeriyor. Giriş ücreti €10, Brussels Card ile ücretsiz.

3. Rene Magritte Museum:

Belçikalı ressam Rene Magritte’in yaşadığı evde kendisinin kişisel eşyaları ve çalışmaları sergileniyor. Brüksel’deki iki Magritte müzesinden biri burası. Giriş ücreti €10, Brussels Card ile ücretsiz.

4. Musees Royaux des Beaux Arts de Belgique:

Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi, farklı sanat akımlarını bir araya getiren geniş bir koleksiyona sahip. Müzeye giriş €10, Magritte Museum ile kombine satılan biletleri ise €15. Brussels Card ile ücretsiz.

5. Musee Magritte Museum:

Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi’nden geçişi olan Musee Magritte’te sanatçının eskizlerini, tuval ve çalışmalarını kronolojik olarak inceleyebilirsiniz. Giriş €8.

6. Musée Fin-de-Siècle Museum:

Belçika’nın 1868 – 1914 arasındaki sanat dönüşümünü anlatan ve farklı akımlara ait resimlerin kronolojik olarak sergilendiği bir müze. Musees Royaux des Beaux Arts de Belgique ile kombine satılan biletleri €13, Brussels Card ile ücretsiz.

7. MIMA the Millennium Iconoclast Museum of Art:

Deneysel ve viral çalışmaların ağırlıkta olduğu sokak sanatı temalı bir müze. Kanalın kıyısında eski bir bira fabrikasında yer alıyor. Giriş ücreti €13,5. Brussels Card ile ücretsiz.

8. Autoworld:

Arabalara meraklı olanların favorisi, 1890’lardan günümüze 400 aracın sergilendiği müze. Giriş ücreti €15, Brussels Card ile ücretsiz.

9. Train World:

Autoworld’ün tren versiyonu olan müze, buharlı trenlerden modern versiyonlara demir yolu ve tren taşımacılığı tarihini anlatıyor. Bulunduğu yapı da tarihi bir istasyon. Giriş ücreti €15, Brussels Card ile ücretsiz.

10. BOZAR:

Diğer adıyla Centre for Fine Arts, sanatın her alanının buluşma merkezi. Performans sanatları için ayrılan çeşitli alanların yanı sıra BOZAR’da aynı anda birçok süreli sergi de gerçekleşiyor. Takvimini detaylı incelemek lazım, Brüksel’in en iyilerinden. Giriş ücreti €12, Brussels Card ile ücretsiz.

11. Horta Museum:

Belçikalı Art Nouveau mimarı Victor Horta’nın yaşadığı ve şu an UNESCO koruması altında olan ev, Horta’nın kişisel eşyaları ile müzeleştirilmiş. Evin dekorasyonu Art Nouveau akımını sevenler için ideal. Giriş ücreti €12, Brussels Card ile ücretsiz.

12. Comics Art Museum:

Brüksel’in çizgi roman temalı, rengarenk, en sevilen müzelerinden. Çizgi romanlarla ilgili geniş bir dokümantasyonu var. İçinde de hem süreli hem de kalıcı sergiler var. Giriş ücreti €13, Brussels Card ile ücretsiz.

BRÜKSEL’DE BRUSSELS CARD VE STIB CARD GEREKLİ Mİ?

Brüksel’de bol müze gezmeyi düşünüyorsanız Brussels Card işinize çok yarayacak. Müzelerin giriş ücretlerini yukarıda yazmıştık. Eğer ki gitmek istediklerinizi topladığınızda çıkan rakam günlük kart ücretini geçiyorsa Brussels Card işinize gelecektir. Kartın 24 saat, 48 saat ve 72 saat için seçenekleri var. Biz Brüksel’i bu kart ile gezdik ve hakkını da fazlasıyla verdiğimizi düşünüyoruz. Müzelerde geçen şehir kartınızı istediğiniz süreye göre buradan hızlıca alabilirsiniz.

Ayrıca, Brüksel’de merkezde konaklamayacaksanız ve bir ulaşım maliyetiniz olacaksa onun için de STIB Card almak iyi bir fikir olur. STIB Card’ın avantajı hem tüm topluma taşıma ağını hem de şehirdeki 49 müzeyi kapsaması. Yani, bol müze gezmeli ve toplu taşıma ulaşımı kullanımlı bir Brüksel rotası için bu kart en mantıklı seçim. Son olarak, bu kartın da 1-3 gün arası alternatifleri var. Ancak, alırken müzeleri kapsayan seçenek olduğunu kontrol etmeyi unutmayın. Çünkü, STIB aynı zamanda şehirdeki ulaşım ağının adı. Tüm toplu taşıma ağını ve müze girişlerini içeren STIB Card’ınızı buradan alabilirsiniz.

BRÜKSEL SOKAK SANATI VE BRÜKSEL MURAL’LARI

Brüksel sokakları şehrin genel ruhundan bağımsız sokak sanatı ile bizi oldukça şaşırtmıştı. Çizgi roman karakterlerine olan sevgisi müzesinden de belli gerçi. Bir de Tintin (bize göre Tenten) gerçeği var ki onu da şehrin çeşitli noktalarında graffiti ve mural olarak görmeniz mümkün. Tabii, bu sokak sanatı Tintin ile sınırlı değil! Hiç de üşenmemişler, her birini dev dev, bina boyunda yapmışlar.

Birkaçını gördünüz mü insanı bir merak alıyor. Hangi sokaklarda hangi çizgi roman karakterleri var diye düşüyorsunuz peşine. Madem ki biz çoğunu gördük, işinizi kolaylaştırmak için gitmeniz gereken sokakların birkaçını da sıralayalım.

Rue de l’Étuve, Rue du Marché au Charbon 19, Rue du Treurenberg, Rue de Laeken 111, Rue de Flandre 109, Rue de la Buanderie 19, Rue de la Buanderie 33-35, Rue du Bon Secours 9 ve Plattesteen bizim favorilerimiz. Tam listeyi incelemek isteyenleri şu sayfaya alalım.

BRÜKSEL YAKININDA GEZİLECEK YERLER

Buraya kadar gelmişken; Belçika’nın Gent, Antwerp ve Brugge şehirlerini de her biri günübirlik olacak şekilde planınıza dahil edebilirsiniz. Brugge ve Gent için hazırladığımız gezi rehberlerini aşağı bırakalım.

BRUGGE GEZİLECEK YERLER: 13 NOKTA, KANAL TURU, YEMEK YERLERİ

GENT GEZİLECEK YERLER: 13 NOKTA, KANAL TURU, YEME İÇME

Belçika seyahatinizde vaktiniz çoksa buradan kolayca gidebileceğiniz diğer Avrupa şehirleri arasında Amsterdam, Paris ve Londra da var. Onların gezi rehberlerini de aşağıda görebilirsiniz.

AMSTERDAM GEZİ REHBERLERİ

PARİS GEZİ REHBERLERİ

LONDRA GEZİ REHBERLERİ

BRÜKSEL’E NE ZAMAN GİDİLİR

Avrupa’nın çoğu turistik şehrinde olduğu gibi, Brüksel de resmi tatillerde ve yaz sezonunda aşırı kalabalık oluyor. O yüzden, Haziran’ın ortasından itibaren de burası giderek kalabalıklaşıyor. Temmuz ve Ağustos aylarını önermiyoruz. Bizce en iyi zamanlar Mayıs, Eylül ve Ekim. Ayrıca, Haziran’ın ilk haftası da sıcak havalar açısından gayet uygun.

Yaz dönemi kalabalık dedik; ama bir konunun altını çizmeden geçmeyelim! Haziran ayı, Belçika’nın coğrafi konumu nedeniyle Brüksel’in en uzun günlerini yaşayabileceğiniz dönem. Bizim gezimiz de Haziran’ın ilk haftasına denk gelmişti. Programımız çok sıkışık olmasına rağmen, gittiğimiz dönemde hava 22:00’de kararmaya başladığından listemizdeki her yeri görebildik.

Son olarak, Brüksel için bir diğer güzel zaman da Kasım – Aralık arasında Noel pazarlarının kurulduğu dönem. Her ne kadar kalabalık ve soğuk da olsa, Brüksel Avrupa’nın en iyi Noel pazarlarından birinin ev sahibi. Bu dönemde çok görkemli bir hal aldığı için aklınızda olsun.

BRÜKSEL HAVALİMANI ULAŞIMI

Brüksel’de iki havalimanı mevcut. Biri şehirden trenle 20 dk uzaklıktaki Brussels Zaventem Airport, diğeri ise genellikle low cost havayollarının kullandığı Brussels South Charleroi Airport. Türkiye’den her ikisine de uçmak mümkün.

Charleroi Havalimanı’ndan Brüksel Merkeze Ulaşım

Brüksel Charleroi Havalimanı şehir merkezine araçla 1 saat uzaklıkta. Charleroi’den Brüksel merkeze gitmek için ilk seçenek kapıdan çıktığınızda bilet satış noktasını göreceğiniz Flibco shuttle’ları. Havalimanı biraz uzak olduğu için ulaşımı da pahalı. Tek yön €17, gidiş – dönüş €34. Flibco otobüsleri sizi havalimanından Brussels Midi tren istasyonuna götürüyor.

Daha ekonomik ama aktarmalı olan seçenek ise TEC-Bus A otobüsü ile Charleroi South tren istasyonuna gitmek. Oradan da trenle Brüksel merkeze ulaşmak. TEC-Bus A otobüsü kişi başı €5, Brüksel merkeze giden tren ise €9. Bizce Flibco otobüslerini kullanmak daha mantıklı.

Brüksel Zaventem Havalimanı’ndan Brüksel Merkeze Ulaşım

Zaventem Havalimanı, Brüksel Havalimanı olarak geçiyor. Ayrıca, merkeze de 20 dakika mesafede. Daha yakın olduğu için, Charleroi Havalimanı’na kıyasla buranın merkez ulaşımı daha makul fiyata çözülüyor. Buradan taksi ulaşımı ise ortalama €40-45 tutuyor. Bu seçenek de grupça gezenlerin aklında olsun.

Zaventem Havalimanı’ndan Brüksel merkeze toplu taşıma ile gidecekler için ilk alternatif tren. Zaventem tren istasyonundan her 15 dakikada bir Brüksel tren istasyonlarına giden tren kalkıyor. 24 saat boyunca hizmet verdikleri için tren kullanmak çok popüler. Tren bileti kişi başı €8, yolculuk 15 dakika sürüyor.

Buradan merkeze otobüsle de gidebilirsiniz. Bunun için STIB otobüslerini kullanacaksınız. Biletleri otomatlardan alınabiliyor ve kişi başı €4,5. Kullanabileceğiniz iki hat var. İlki Pazartesi – Cuma arası 20:00’a kadar çalışan 12 no’lu hat. Yaklaşık 30 dakikada şehir merkezine varıyor. Brüksel’e hafta içi 20:00’dan sonra ya da hafta sonu gelecekseniz, 21 no’lu hattı kullanmanız gerek.

Ulaşım önerileri ile birlikte Brüksel Gezi Rehberi’mizin sonuna geldik. Tüm gezi notlarımıza ve fotoğraflarımıza Instagram’da @nesemcelikkaya hesabından ulaşabilirsiniz. Bizi takip edin, birlikte gezelim!

Diğer Belçika yazılarımız:

GENT GEZİ REHBERİ | GENT’TE GEZİLECEK YERLER

BRUGGE GEZİ REHBERİ | BRUGGE’DE GEZİLECEK YERLER