Asya’nın güneydoğusunda yemyeşil bir yerdeyim, Bali’de. İstanbul’dan çok uzakta, Endonezya’nın 17 bin adasından başkent Jakarta’nın bulunduğu Java adasına en yakın olanı. Burası Ekvator’un 8 derece güneyinde, bugüne kadar gördüklerimin en farklısı. Doğudan batıya yaklaşık 153 km uzunluğunda; kıyılarının kimi boyu aşan dalgalarla süslü, kimi bembeyaz kumuyla. Bali; yemyeşil tropik ağaçların çevrelediği en samimi adalardan biri, en lokal balayı merkezi ve huzur dolu bir tatilin en renkli adresi.
Bundan önce gittiğim yerleri hatırlıyorum. Hepsi başka hisler uyandırıp, başka mutlulukları kovalamıştı; belki de mutsuzlukları. Oysa; Bali daha önce hiç hissetmediğim bir heyecanın başrolüydü benim için. Bugüne kadar gittiğim en uzak noktada, en farklı kültürün içinde, bir dolu ağaç ve yeşil tonu beraberimde, bambaşka bir yolculuğa çıkıyordum.
Bali’de Gezilecek Yerler
Bali’de bilmeniz gereken şeylerden ilki, Avrupa’da gezdiğiniz gibi burada bir adım dahi atamayacak oluşunuz. Eğer benim gibi haritasını eline alıp kendi başına gezmeyi sevenlerdenseniz, bu isteğinizi başka bir tura bırakın. Bali’de iyi bir tur için iki seçeneğiniz var; ilki çoğu insanın yaptığı gibi, size buraları anlatacak bir rehber ile anlaşmak.
Diğeri de; kendine güvenenlerin ilk başvurduğu şey olan motor kiralamak. Motor kiralamak kolay; ancak adanın yolları dar ve fazlasıyla lokal olduğu için yönlendirmesiz bir yolda yer bulmaya çalışarak zaman kaybetmenizi önermem. Biz rehber ile anlaşmayı tercih edenlerdendik, çok da memnun kaldığımızı belirtmeliyim.
Tanrılar Adası’nın Benzersiz Tapınakları
Tanrılar Adası Bali’de olmak; adanın yerlisi ve dinlerine çok bağlı olan Hinduların ritüellerini de paylaşmak demekti. Buraya Tanrılar Adası denmesinin nedeni; Hinduların çok bağlı olduğu dinleri sebebiyle ortalama 2-3 eve bir tapınak düşmesi. Bu, adanın 20.000’in üzerinde tapınağa ev sahipliği yapması demek. Geziniz sırasında sık sık karşınıza çıkacak olan Bali mimarisindeki irili ufaklı tapınaklar, Bali hayatının en özel simgelerinden.
İlk durağımız olan Uluwatu Tapınağı, listenizin en başlarında olmalı. Bali dilinde uç demekmiş ‘ulu; ‘watu’ ise kaya. Sonsuz Hint Okyanusu’nun hemen yanı başında, 70 metre uzunluğunda bir kayanın ucundaki Pura Luhur Uluwatu; adanın en önemli 6 tapınağından biri.
Günbatımında giderseniz, tapınak yanında Bali halkının geleneksel Kecak dansını da izleyebilirsiniz. Tapınağın ev sahibi ise maymunlar. Yürürken gözlükleri elinize alın, ya da çantanıza koyun; çünkü maymunların en sevdiği şeylerin başında gözlükler ve eldeki paket yiyecekler geliyormuş.
Hayranlıkla gezdiğimiz tapınaklardan diğeri; Pura Tanah Lot. Burası birkaç tapınağın bir araya toplandığı bir yer. En büyüğü kıyıya yakın bir kayanın üzerinde yer alan Tanah Lot; Bali dilinde ‘denizdeki kara’ anlamına geliyor. Bu büyük karanın deniz tarafından şekillendiğine inanılıyor, bölgede bulunan çok sayıdaki zehirli deniz yılanı ise tapınağı kötü ruhlardan uzak tutuyormuş.
Gitmeniz gereken tapınaklardan biri de Tirta Empul. Kutsal su tapınağı anlamına gelen Tirta Empul’un en önemli özelliği, şifa getirdiğine inanılan kaynak suyunun aktığı 12 çeşmesi. Ritüele gelen Hindular bu çeşmelerde yıkanıp, dualarını ediyor. Tirta Empul’un dışında; Pura Besakih, Pura Taman Ayun ve Pura Ulun Danu da tapınaklar listesinde görülecekler arasında.
Pirinç Terasları
Pirinç terasları; sosyal mecralarda sık sık karşılaştığımız, bize Bali hayalleri kurduran o en yeşil ve en fırçayla çizilmiş gibi duran yerlerden hani. Adada yol kenarlarında bile büyüklü, küçüklü sık sık görebileceğiniz terasların en güzellerinden biri; bence Tegalalang’da olan.
Rehberimiz Pande’den öğrendiğim kadarıyla, bizim Eylül ayında gördüklerimizin geçmişi 4 hafta ve toplanmak için 3 ay daha burada kalacaklar. Devlete bağlı çalışan terasların tüm pirinç fideleri el ile dikiliyormuş. Zahmetli ve çok emek isteyen pirinç tarımı, Bali halkının en büyük geçim kaynaklarından biri. Tegalalang terasları dünyada tanışabileceğiniz tartışmasız en güzel manzaralardan biri olarak, vadi boyunca kıvrıla kıvrıla aşağı doğru iniyor.
Kutsal Maymunlar
Bali’ye gittiğinizde görmeniz gereken yerlerden bir diğeri Ubud’daki Kutsal Maymun Ormanı. Yüzlerce maymuna ev sahipliği yapan ormanın içinde aynı zamanda üç Hindu tapınağı var. Henüz kuş, kedi ve köpekten başka bir hayvan beslememiş biri olarak, ilk başta korktuğumu itiraf etmeliyim. Sonra yavaş yavaş alışıyor insan; zaten etrafınızda da birçok eğitmen dolaşıyor.
Üzerinize düşen kurallara uymak, ardından arkadaşlık kendiliğinden başlıyor bu tatlılarla. İyisi mi kapın elinize küçük bir muz siz de; onlarla tanışmanın daha eğlenceli bir yolu olamaz.
Dünyanın En Pahalı Kahvesi Luwak
Bali’ye gitmişken adaya özel Luwak kahvesi de denemeniz şart. Adada yaşayan Civet kedileri (Bali dilinde Kopi Luwak) sayesinde içtiğimiz bu kahvenin hikayesi biraz ilginç. Kahve çekirdeklerinin yetiştiği Ubud yakınlarındaki büyük ormanda yaşayan Civet kedileri, gece olduğunda bu minik kahve çekirdeklerinin en güzellerini seçerek önce bir güzel midesine indiriyor, sonra sindirip doğaya geri bırakıyormuş.
Sabah bu kedilerin bıraktığı çekirdekleri geri toplayan çiftçiler, toplananları steril ortamda ayıklayıp temizledikten sonra, çekirdekler dövülerek toz hale getiriliyormuş. El yapımı ilerleyen bu süreçte hiç makine kullanılmamış oluşu, adada yer alan her şey gibi Luwak kahvesini de çok özel bir yere taşıyor.
Bali’de Nerede Kalınır
Bali’de konaklama bütçeye göre değişiyor; ancak ada konseptinin genelde kişiye özel havuzlu villalar üzerinden ilerlediğini söylemek mümkün. Büyük bir ada olduğu ve bölgelerin çevresi farklılık gösterdiği için tavsiyem; tatilinizi iki lokasyona bölmeniz. Muhtemelen en az 6 gün kalacağınız adada, ilk üç gününüzü Kuta, Jimbaran, Seminyak ya da Nusa Dua gibi kıyı bölgelerden birinde geçirmeniz, diğer üç günü ise Ubud’da yeşillikler arasında bitirmeniz.
Kuta, Jimbaran ve Seminyak, Bali’nin uluslararası ün yapmış sörf kıyıları. Dalga boyları çok yüksek, buralarda yüzmek pek mümkün değil. Örneğin; kaldığımız otellerden biri olan Ayana Resorts & SPA Bali; Jimbaran kıyısında yer alan bir tatil köyüydü. Havuzlu tatiller için birebir.
Deniz tatili sevenler için önerim ise Nusa Dua. Burası aynı zamanda beyaz kumlu sahilleriyle ünlü. Ubud ise, adanın orta kesiminde kalan dağlık bölgesi. Ayung Nehri’nin kestiği Ubud Ormanı çevresinde birçok tesis bulunuyor.
Yakınlarda Bali planı olanlara, Ubud için bizim de çok severek kaldığımız The Royal Pita Maha’yı şiddetle öneririm. Bütçesi daha uygun olan yerler için Kuta ve Seminyak çevresi ideal; ancak seyahat ve konaklama planınızı yaparken gezeceğiniz çoğu bölgenin Ubud’a daha yakın olduğunu göz önünde bulundurmayı unutmayın. Listenize Bali masajını mutlaka ekleyin; ister kaldığınız otelde, ister gezdiğiniz çarşı bölgesinde.
Diğer Bali yazıları:
Bali Vize İstiyor Mu? | Bali’ye Vize Var Mı?