Bali, coğrafi konumu nedeniyle tadına pek alışkın olmadığımız lezzetleri de bir arada sunuyor. Tropik bir ada olarak haliyle çok ilginç ve egzotik meyveler yetiştiriyorlar, kahvaltılarında da bunları tüketiyorlar. Mango ve kavun çeşitlerini bir yana alıyorum, en çok tercih edilenler arasında Papaya, Pisang adlı mini muzlar, yılan derisi gibi sert bir kabukla kaplı Salak ve yine enteresan dikenli kabuklarıyla sarı renkli Duren bulunuyor.

Bu yazdıklarımın çoğunu tattım; ancak çok şekerli ve aromatik tatlar bana çok hitap etmediği için, göreceli olarak daha alışkın olduğum kavun, mango, papaya gibi türleri daha çok sevdim. Meyveler ada hayatında gerçekten çok önemli, birçok yerde satılıyor. Kolayca tadabilirsiniz.

Lüks otellerde konaklamadığınız sürece kahvaltılarınızda peynir ve domates seçeneği pek beklememelisiniz; zaten büyük otellerde bile çok fazla seçenek olmuyor. Peynirsiz yapamayanların yanında Pınar Beyaz gibi krem peynirlerden götürmesini önerebilirim. Ancak tabii ki otelinizin hizmet kalitesi ne kadar yüksekse, kahvaltı alternatifleri de aynı oranda genişliyor.

Pancake, krep, yumurta gibi Amerikan kahvaltı seçeneklerini bulabiliyorsunuz; tabii Asyalı nüfus için çok baharatlı ya da çiğ balıklı karışımlar da servis ediliyor. Yemek çeşitleri de aynı şekilde Malay, Hint ve Endonezya mutfaklarının karışımından oluşuyor. Ana çeşitleri, adanın lokanta tarzı hizmet veren ‘Warung’ adlı büfelerinden tadabilirsiniz, biraz yoğun koktuğunu önden belirteyim.

Bali’de Ne Yenir?

Bali mutfağında turistik açıdan ‘mutlaka’ denilen çeşitler şöyle: çöp şişe takılmış gibi hindistan cevizi ve baharatla hazırlanan Satay soslu et, balık ya da tavuk köftesinin ızgara yapıldığı ‘Satay’ ya da ‘Sate Lilit’, sebzeli ve çok baharatlı karışımıyla, bazen et ile de servis edilen geleneksel Bali pilavı ‘Nasi Campur’ ve ‘Nasi ayam’, kızarmış pilav türünde, çırpılmış yumurta, sebze karışımı, et, tavuk veya deniz mahsülleriyle tatlı ekşi ya da acı sosla hazırlanan ‘Nasi Goreng’.

Sokak lezzetlerini çok seviyorsanız bunların tümünü warung’larda deneyebilirsiniz, ancak biz bu tarz yoğun baharat kokularına alışık olmadığımız için otellerinizde denemek de ayrı bir seçenek.

Bali’ye gitmişken adaya özel Luwak kahvesini denemeden dönmeyin. Dünyanın en pahalı kahvelerinden biri kabul edilen Luwak, adada yaşayan Civet kedileri (Bali dilinde Kopi Luwak) sayesinde içtiğimiz bir çeşit kahve. Hikayesini ilk Bali yazımda anlatmıştım, buradan okuyabilirsiniz. 🙂

Eh, tatil adada geçince deniz mahsüllü yemekler de önem kazanıyor. Bali’de balık türevlerinin merkezi Jimbaran. Siz de geziniz esnasında Jimbaran sahilindeki dizi dizi restorandan birini seçip, kumların üzerinde bulunan masalarda akşam yemeği keyfi yapabilirsiniz.

Bu etkinliğin turistik tarafı gün batımını yemek masasında yakalamak, o yüzden 17.00 itibariyle masaya yerleşmiş olmak gerekiyor. Sonrasında da kelimenin tam anlamıyla tıka basa deniz mahsülü yiyip, çok çok az miktarlarda hesap ödemek insana oldukça çekici geliyor.

Bali’de balayı dingin etkinlikleri içeriyor olabilir, ama buralara gelmişken adanın en güzel barlarından birine uğramamak da olmaz! Rock Bar Bali, bizim de konakladığımız Ayana Resorts & Spa’nın içinde hizmet veriyor. Ayana sahilindeki kıyıda büyük bir kayanın üzerine kurulan bara teleferik gibi bir araçla geçiyorsunuz.

Bali ile ilgili tüm notlarımı ve fotoğraflarımı Instagram hesabım @nesemcelikkaya’dan #journavelbali etiketine tıklayarak görebilirsiniz. Diğer tüm sorularınız için mesajlarınızı bekliyorum! Şimdiden iyi tatiller!